Ekoköy Nedir?

Ekoköy ya da ekolojik köyler, sürdürülebilir ve doğayla uyum içerisinde yaşanılan yerleşkelere verilen addır. Ekoköyler, genellikle şehrin karmaşasından ve yoğun temposundan uzaklaşmak isteyen bireyler tarafından kuruluyor. Bu yerleşkeler özerk, kolektif ve çevre ile uyumlu bir yaşam biçimini karşımıza çıkarıyor. Bu yazımızda ekoköylerin tanımını, tarihçesini ve faydalarını sizin için derledik!

Ekoköy Tanımı

Ekoköy’ün en yaygın kullanılan tanımlarından biri sürdürülebilirlik üzerine araştırmalar yapan, yazar ve düşünür Robert Gilman tarafından 1991’de verildi. Gilman ekoköyleri: “Ekoköy, insan faaliyetlerinin sağlıklı insan gelişimini destekleyecek şekilde doğal dünyayla zararsız bir şekilde bütünleştiği, tam özellikli bir yerleşim yeri’’ olarak tanımladı.

Gilman’ın tanımını farklı kelimelerle anlatacak olursak, ekoköyler sosyal, ekonomik ve ekolojik faktörleri dikkate alarak sürdürülebilir bir yaşam tarzı inşa eden topluluklardır. Peki nasıl? İnsan faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirgeyerek, yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak ve kendi yiyeceklerini yetiştirerek bir ekoköy, çevre dostu bir yaşam tarzı benimser. Ekoköyler küçük veya orta ölçekli olabilir. Genellikle 50 ila 250 kişi olan ekoköyler 1.000’den fazla kişiyi de barındırabilir.

Ekoköy sakinleri beraber üreterek, kolektif hareket ederek, kaynakları paylaşarak ve birlikte çalışarak sürdürülebilir bir topluluk yaratırlar. Dünya çapında birçok ekoköy bulunuyor. Bu ekoköyler birbirlerinden farklılaşsa da ortak noktaları ‘sürdürülebilir’ bir yaşam inşa etmek. Dünyadaki ekoköylerin çoğu, Küresel Ekoköyler Ağı yani GEN‘e bağlılar. Peki Türkiye’de ekoköyler var mı? Var! Ülkemizdeki ekoköyler hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın!




Ekoköylerin Tarihçesi

90’lı yılların başında Robert Gilman’ın konuyla ilgili araştırmaları, yazıları ve konuşmaları ile konseptin geliştirilmesine yardımcı olduğunu yukarıda anlattık. 1995 yılında ise, dünya çapındaki ekoköyleri destekleme misyonu ile Global Ecovillage Network (GEN) kuruldu. İlk ekoköy ise 1996’da Amerika Birleşik Devletleri'nde Ithaca’da çevreci Joan Bokaer’ın öncülüğünde inşa edildi.

Global Ecovillage Network bugün dünya çapında yaklaşık 10.000 topluluk ile beraber çalışıyor. Ekolojik köy olmanın tek bir yolu ve tek bir tanımı olmasa da tüm bu topluluklar üç temel prensibe göre çalışıyor: karar verme süreçlerinin katılımcı bir şekilde işlemesi, sosyal ve doğal ekosistemleri aktif olarak restore etmek ve sürdürülebilirliği tüm boyutlarıyla (sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik) düşünmek.

Ekolojik köylerin yükselişinin arkasında insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkisin giderilmesi olduğu kesin. Ancak ekoköylerin yükselişini büyüyen şehirlerde bireyselleşme ve yalnızlaşma üzerinden de okumak mümkün. Dayanışmaya ve kolektif çabaya dayalı bir yaşam biçimine duyulan özlemi göz ardı etmemek gerekiyor.

Ekolojik Köyler Ne Değildir?

GEN, ekoköylerin bir sonuç değil bir süreç olduğunun altını çiziyor. Her ekoköyün yeni bir gelecek için bir yaşama ve öğrenme merkezi, sürekli gelişen bir keşif yeri olması gerektiğini savunuyor. Dahası,

• Ekoköyler, dışarıdan müteahhitler, mimarlar veya uzmanlar tarafından değil, toplulukların kendileri tarafından tasarlanır.
• GEN tarafından tanınmak için toplulukların kendilerini "Ekoköy (Ecovillage)" olarak adlandırmaları gerekmez.
• Pek çok ekoköy, ekolojik boyuta güçlü bir odaklanma ile başlasa da ekoköyler yalnızca ekolojiye odaklanmaz. Doğanın ve kültürel mirasın korunması da sağlarlar.
• Ekoköylerin sürdürülebilirliğin farklı boyutlarını da (sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik vb.) kapsaması önemlidir.

Kısaca Ekoköyde Yaşam

• Ekoköylerde yaşayan her birey topluluğa ve üretime katkıda bulunuyor. Herkes kapasitesine, yeteneklerine ve tercihlerine göre ‘bir işin ucundan tutuyor’.
• Enerji ihtiyaçları güneş panelleri ve rüzgâr tribünleri gibi doğal kaynaklar ile sağlanıyor.
• Kimyasal içeren temizlik malzemeleri yerine sirke veya doğal içerikli malzemeler kullanılıyor.
• Buzdolabı gibi elektronik cihazlar her evde bulunmuyor, ortak kullanılıyor.
• Ekoköy içerisinde ulaşım bisikletle ya da yürüyerek sağlanıyor.
• Ekoköylerin yapımında doğal hammaddeler kullanılıyor.
• Organik atıklar gübre olarak kullanılıyor veya organik atıklardan biyoyakıt elde ediliyor.

Ekoköyler ilk bakışta bir ütopyayı andırıyor, değil mi? Ancak biraz araştırdığımızda karşımıza farklı problemler çıkıyor. ‘Arkadaşlarımı toplayayım, biz de bir ekoköy kuralım’ demeden önce aşağıdakilere göz atmanızda yarar var!

Ekoköylerin Zorlukları

Ekoköyleri anlatırken hesaba katmamız gereken bir nokta var: ‘insan faktörü’. Birçok ekoköy girişimi hüsranla sonuçlanıyor. Neden mi? Çünkü en başta iyi niyetlerle bir araya gelseler de zaman geçtikçe insanlar türlü görüş ayrılıklarına düşebiliyorlar. Karar verme yöntemi, sorumlulukların dağılımı, yönetim, üyelik süreci gibi birçok konu problemlere sebebiyet veriyor. Örneğin, yeni üye alınacak mı? Bu üyeler nasıl entegre edilecek? Ekököyün kuralları nasıl belirlenecek? Bu kurallara uymayanlara yaptırım uygulanacak mı? Ortak yaşama yeteri kadar katkıda bulunmayan üyelerle nasıl başa çıkılacak? Ekököyde evi olan ancak tam zamanlı yaşamayan bireyler karar alma süreçlerine nasıl ve ne kadar katılacak?

Ekököylerin ‘topluluk’ olma tarafı öne çıksa da her topluluğun bireylerden oluştuğunu unutmamak gerekiyor. Özellikle ortak alanlar ve ortak kullanımda olan eşyalar sorun yaratabiliyor. Dahası ekoköyler doğal (ve genellikle ‘etkin’ olmayan) malzemelerle inşa edildiği için ısıtma ve soğutma gibi maliyetlerin yüksek olabileceğini de hatırlatmakta fayda var.

Tüm bu yukarıda sıraladığımız sebepler yüzünden, ‘başarılı’ bir Ekoköy oluşturmak için önce hummalı bir çalışma yapmak gerekiyor. Ekököyün tasarımı, yönetimi, işleyişi ve kurallarını önceden belirlemek çok önemli bir hale geliyor. Dahası vizyon ve misyonun önceden belirlenmesi ve iş dağılımının da hesaba katılması gerekiyor. Sürdürülebilir bir perma kültür tasarımından, üyelik çıkışlarına kadar her türlü boyutun değerlendirmesi bir ekoköyün başarılı olması için vazgeçilmez hale geliyor.

Ekoköylerin Ekonomisi

Başarıyla tasarlanan ve yönetilen eko-yerleşkeler kurulduklarından birkaç sene sonra ‘artı ürün’ vermeye başlarlar. Tarladan yetişen ürünlerin satışından gelir elde edilebilir. Benzer şekilde hayvansal ürünler (yumurta, süt vb.) ve gübre satışından da gelir elde edilebilir. Bitkilerden yapılmış doğal bakım ürünleri işlenip satışa çıkarılabilir. Yerleşkede yetişen sebzeler katma değerli ürünlere dönüştürülebilir, örneğin acı biberden salça yapılabilir.

Eğitimler, kermesler, şenlikler, kamplar ve atölyeler düzenlenerek ekoköy sakinlerinin bilgilerini ve deneyimlerini başkalarıyla paylaşmasına ön ayak olunabilir. Eko turizm için doğa içinde zaman geçirmek isteyenlere misafir evleri ve dinlenme alanları inşa edilebilir. Dahası başarılı eko yerleşkeler diğer ekoköylere danışmanlık ve tasarım konusunda yardımcı olabilirler.

Tüm bu ekonomik aktiviteler ekoköylerin geçinmesi ve gelişmesi için gerekli ekstra geliri elde etmelerini sağlayabilir. Elde edilen gelir ekoköyün genişlemesi ve yerleşke içinde farklı projelerin finanse edilmesini sağlayabilir.

Ekoköylerin Faydaları Nelerdir?

Ekoköylerin ekonomik, sosyal, ekolojik ve kültürel sürdürülebilirliğe birçok katkısı vardır. Bunlardan bazıları:

• Doğal varlıkların adil kullanımı: Ekoköyler çamur, tahta ve saman gibi doğal malzemelerle inşa edilir ve çevre ile uyumlu sürdürülebilir yerleşim modellerine örnek oluştururlar. Rüzgâr ve güneş gibi doğal enerji kaynaklarından enerji elde ederek temiz enerji sistemleri kullanırlar.
• Kimyasal maddelerden kaçınarak, çevre kirliliğini en aza indirgerler. Böcek ilaçları veya kimyasal temizlik malzemeleri kullanmazlar.
• İş birliği ve kolektif efora dayanan sürdürülebilirlik anlayışları ile farklı bir yaşam tarzının mümkün olduğunu kanıtlarlar.
• Katılımcı karar alma süreçleri ile topluluk içinde uyum ve eşitliği gözetirler.
Sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlarlar.

Ekoköyler Neden Önemli?

Yazımızda eköylerin tanımına, tarihçesine, ekonomisine, zorluklarına ve faydalarına yer verdik.
Bu bilgiler ışığında, ekoköyleri modern hayatlarımızın karmaşasına bir alternatif ya da sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu gösteren yerleşkeler olarak algılayabiliriz. Aynı zamanda ekoköyler bir avuç kararlı insanın büyük farklar yaratabileceğinin de bir kanıtı!

Bu bilgiler ışığında, ekoköyleri modern hayatlarımızın karmaşasına bir alternatif ya da sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu gösteren yerleşkeler olarak algılayabiliriz. Aynı zamanda ekoköyler bir avuç kararlı insanın büyük farklar yaratabileceğinin de bir kanıtı! Ekoköylerin sürdürülebilirliğe en büyük katıklarından biri de bu, bizlere ‘daha farklı’ bir yaşamın mümkün olduğunu gösteriyorlar. Ancak dikkat, siz de aileniz ve dostlarınızla bir ekoköy kurma hayali içerisindeyseniz aklınızdan çıkarmamanız gereken şeyler var: tasarım ve planlama.




Daha fazla bilgi almak için raporlarımıza göz atabilirsiniz!

Raporlar

Sürdürülebilir turizm ve Sentrum projesi hakkında son bilgileri öğrenmek için sen de e-posta adresinle kayıt ol, sana bilgiler ve öneriler gönderelim.

E-Bülten’e Kayıt Ol