Ekolojik Denge Nedir?
E-Bülten Üyeliği
Sürdürülebilir turizm ve Sentrum projesi hakkında son bilgileri öğrenmek için sen de e-posta adresinle kayıt ol, sana bilgiler ve öneriler gönderelim.Ekolojik Denge Nedir?
Bu terim çevreyle ilgili tartışmalarda çokça kullanılıyor ancak gerçekte ne anlama geliyor? Ekoloji, ekosistemleri inceleyen bilimdir. Ekolojik denge ise bir ekosistemdeki her türün sayısında istikrarlı bir denge olarak kısaca açıklanabilir. Kısacası “ekolojik denge” sürdürülebilir bir çevre yaratmak için türlerin diğer türlerle bir arada yaşadığı bir ekosistemi tanımlamak için kullanılan biyolojik bir terim.
Ekolojik Dengenin Tanımı
Gezegendeki her canlı türü önemlidir ve ekosistemi dengede tutmaya yardımcı olur. Ekolojik denge, türlerin diğer türlerle ve çevreleriyle bir arada yaşadığı istikrar durumunu ve ekosistemin nasıl organize olduğunu açıklayan bir terimdir.
Benzer şekilde, bir toplumda sistemin sorunsuz yürümesine yardımcı olan birçok iş kolu vardır. Bir doktor, postacı, temizlik görevlisi, garson ve çiftçi, toplumumuzda önemli bir rol oynar. Toplumda nasıl bir düzen sistematiği varsa, türlerin her biri de ekosistemin sorunsuz çalışmasını sağlamada önemli bir rolü vardır. Örneğin yırtıcı hayvanlar fare popülasyonunu kontrol altında tutmaya, böcekler bitkilerin üremesine, solucanlar yaprak çöpünü ayrıştırmaya katkı sağlar.
Her tür, ekosistemi dengeli tutmak için gereklidir ve bir türün çıkarılması tüm ekosistemde hissedilen bir zincirleme reaksiyona neden olabilir. Bir ekosistem dengeli olsa bile, dış faktörlere bağlı olarak sistem denge kaybına uğrayabilir. Bir kasırga ormanı yerle bir edebilir, bir yırtıcı türü aşırı avlanabilir veya bir kuraklık gıda kaynaklarının mevcudiyetini azaltabilir. Bu ekolojik değişikliklere ekolojik bozulma denir. Ekolojik bozulma, bir ekosistemin dengesinde bozulmaya neden olan herhangi bir değişikliktir.
İyi haber şu ki, bir ekosistem bir bozulma meydana geldikten sonra tipik olarak dengeli bir duruma geri dönecektir.
Ekolojik Denge Nasıl Bozulur?
Bir ekosistemdeki doğal dengenin korunması hayatidir ancak yeni türlerin ortaya çıkışı, bazı türlerin beklenmedik ölümü, doğal afetler veya insan kaynaklı nedenlerle bu denge bozulabilir. Örneğin Vietnam Savaşı sırasında yemyeşil ormanların bombardımanı, birçok türün yaşam alanlarının kaybolmasına neden oldu.
Günümüzde, endüstriyel kalkınma adına ağaçların ve bitki örtüsünün ortadan kaldırılması, arazileri kullanma şeklimizin değişmesi ve asfaltlanmış alanların genişletmesi ekosisteme büyük zarar vermektedir. Bütün bunlar sadece toprak ekolojisini değil aynı zamanda su dengesini de etkilemekte. Artan kentleşme sebebiyle, -şehrin nüfusunu ve endüstrisini beslemek için daha fazla suya ihtiyaç duyulur ve daha derin kuyuların açılmasına veya suyun daha uzak yerlerden taşınmasına sebep verir.
Kentsel nüfusun kaplama alanının artması, bitki örtüsünün azalmasına, dolayısıyla bitkilerden geri dönen su buharı miktarının azalmasına sebep olur. Ayrıca, kentsel yollardaki buzu eritmek için kullanılan tuzun drenaj sistemine akmasıyla, yeraltı suyu kirliliğine oluşur.
Kısacası insan nüfusunun ve artan kalkınma faaliyetlerinin ekosistemi nasıl etkilediğini anlamak için dünyanın herhangi bir yerine bakmak yeterli. Son 1000 yılda, ormansızlaşma ve mera kullanımının artmasıyla insanların toprak, su ve hava üzerindeki etkileri giderek arttı.
Bu tür sorunlar, 1920'den bu yana eşi görülmemiş nüfus artışı ve kentleşme ile son yıllarda doruğa ulaştı ve insan etkilerinin sonucu yalnızca bireysel türler üzerinde değil, aynı zamanda tüm ekosistemler üzerinde de hasara neden oldu.
İnsan toplumunun gelişiminin hızlı temposu istenmeyen sonuçlara yol açmakta. Egzotik türler, onları keşfedebileceğimizden daha hızlı yok oluyor ve antik ekosistemler bozuluyor.
Sadece Bir Tür Dengeyi Etkileyebilir mi?
Bir ekosistemdeki türlerin her biri, ekosistemin sorunsuz çalışmasını sağlamada önemli bir rol oynar. Ekosistemi, her kartın farklı bir türü temsil ettiği bir karton ev gibi düşünebilirsiniz. Bir türü çektiğinizde tüm ev yıkılabilir. Kısacası bir türün ortadan kaldırılması, tüm ekosistemde zincirleme reaksiyona neden olabilir.
Ekolojik Denge Örnekleri
Doğanın mükemmel dengesine yeterince yakından bakarsak, en olası olmayan yerlerde var olduğunu görürüz. Kusursuz işleyen doğayı, ekosistemi bozmamak için farklı türlere ihtiyacımız var. Ekolojik denge, avcı -av, otçul- etoburlar gibi farklı kavramların dengesidir.
Ekolojik denge kavramına güzel bir örnek vermek gerekirse, Wyoming'deki Yellowstone Ulusal Parkı'na bakmalıyız. 1920'lerde, ABD hükümeti gri kurdun yok edilmesine izin verdi. Boz kurtların azalması, geyik popülasyonlarının hızla artışa sebep oldu. Birincil avcıları olmadığında geyikler, diğer hayvanların gelişmesi için ihtiyaç duyduğu kavak ve söğüt ağaçlarını talan ettiler, aşırı otladılar. Çeşitli türler, geyiklerin aşırı popülasyonundan mustarip olduğundan, tüm hayvanlarda zincirleme reaksiyona neden oldu. Gri kurt popülasyonu azaldığında, yerel ekosistem çöktü ve dengesizleşti. 1995 yılında, ekolojistler ve çevreciler, boz kurdu ekosistemden çıkarmanın zararlı etkilerini fark ettiler ve türleri yeniden doğaya sokmaya başladılar.
Günümüzde Yellowstone Milli Parkı'nın biyolojik çeşitliliği zenginleştiriliyor, her tür bitki ve hayvanın gelişebildiği dengeli bir ekosisteme imkân tanınıyor.
İklim Değişikliği ve Ekolojik Denge
İklim değişikliğinin ekolojik dengenin korunması ve istikrarı üzerinde zararlı bir etkisi vardır. Dünyadaki çeşitli ekosistemlerin istikrarındaki bozulmalar nedeniyle, yalnızca ekosistemlerin sağlığı değil, aynı zamanda çeşitlilik de zarar görüyor.
NASA 2011 yılındaki bilimsel bir araştırmasında, insan kaynaklı sera gazlarından kaynaklanan hayatta kalma rekabetinin arttığını, iklim değişikliğinin bitki örtüsü, organizmalar ve hayvanlar üzerindeki etkisini ölçtü. Bu NASA çalışmasından elde edilen verilerle öngörüde bulunuldu; "Dünya'nın buz veya çölle kaplı olmayan topraklarının bitki örtüsünde en az yüzde 30'luk bir değişime maruz kalacağı, duruma uyum sağlayamayan insanların ve hayvanların sıklıkla yer değiştirmesini gerektirecek değişiklikler olacağı…"
Ekolojik Dengeyi Korumak İçin Nasıl Çalışabiliriz?
Pek çok insan ekolojik dengenin hayatımızda oynadığı önemi bilmiyor. Hayatta kalmak için tamamen doğal kaynaklara bağımlı bir toplumda yaşıyoruz, ancak onları koruyamıyoruz. Bir dengesizliğe katkıda bulunan birçok olgu var. Peki, ekolojik dengeyi korumak için nasıl çalışabiliriz?
Dünyayı ekolojik olarak daha dengeli bir yer haline getirmeye yardımcı olmanın bazı yolları var;
1.Ekosistemlerdeki Ekolojik Dengeyi Korumak
Kanalizasyon ve tarımsal akış, göllerde ve akarsularda yosun oluşumuna neden olabilir. Alglerin büyümesi güneş ışığını engeller, sudaki oksijeni tüketir ve içindeki hayvanları öldürür. Dünya Çevre Araştırmaları Enstitüsü'ne göre, sokaklar ve çiftlikler gibi bazı kritik kaynaklardan kaynaklanan kirliliği azaltmak ekosistemin dengesini korumaya yardımcı olacaktır.
Aşırı avlanma ve habitat tahribi biyolojik çeşitlilik kaybı yaratır. Bu habitatların aşırı kullanımı veya yok edilmesi, türlerin neslinin tükenmesiyle tehdit etmektedir. Deniz ekoloğu ve yazar John Defterios, doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanma çabalarının ekolojik dengeyi korumaya ve sürdürmeye yardımcı olacağını yazıyor.
2. Nüfusun Kontrol Edilmesiyle Ekolojik Dengeyi Sağlamak
1927 ve 1987 yılları arasında Dünya'nın nüfusu 5 milyara yükseldi. 1999'da toplam nüfus 6 milyara ulaştı ve 2050'de Dünya'da yaklaşık 9 milyar insanın yaşayacağı tahmin ediliyor. Tıpkı çok fazla balığın akvaryumunuzu kirletmesi gibi, gezegendeki çok fazla insan da ekolojik dengeyi bozabilir. Aile planlaması yoluyla doğum oranını kontrol etmek, insanların gıda ve su gibi doğal kaynakları tüketme oranını azaltarak ekosistem üzerindeki yükü azaltacaktır.
Dengeyi Sağlamak İçin Harekete Geçmek
Ekolojik denge hassastır ve Dünya'nın ekosistemleri kırılgandır. Ekolojik bir dengenin amacı, mümkün olduğu kadar çok türün neslinin tükenmesini önlerken korumaktır. İnsanların, daha fazla geri dönüşüm yaparak, daha az su ve elektrik kullanarak ve vahşi yaşam habitatlarına zarar veren kirliliği azaltarak içinde yaşadıkları doğal dünyaya özen göstermeleri gerekir.
Bütünsel ekolojik denge, gezegen üzerinde herhangi bir olumsuz etki olmadığında sağlanır. Bu, her organizmanın hayatta kalmak ve üremek için yeterli kaynağa sahip olması gerektiği anlamına gelir.
Gezegenimizi sağlıklı tutan dengeyi sürdürmek için birlikte çalışmalıyız - hem kendimiz hem de gelecek nesiller için… Lütfen bu blog gönderisini sevdiklerinizle paylaşın, böylece daha fazla insan bu yolculukta bize katılsın!