Mikroplastik Nedir? Günlük Hayatımızdaki Gizli Tehditler
E-Bülten Üyeliği
Sürdürülebilir turizm ve Sentrum projesi hakkında son bilgileri öğrenmek için sen de e-posta adresinle kayıt ol, sana bilgiler ve öneriler gönderelim.Mikroplastik Nedir? Günlük Hayatımızdaki Gizli Tehditler
Günümüzde çevre kirliliği dendiğinde aklımıza hemen plastik atıklar geliyor; denizleri kaplayan plastik şişeler, doğada yüzlerce yıl yok olmayan poşetler ya da yollarda, parklarda karşımıza çıkan ambalaj atıkları… Ancak, gözle gördüğümüz bu büyük plastik kirliliğinin ardında, çoğu zaman farkında bile olmadığımız daha küçük ve sinsi bir tehdit var: mikroplastikler. Bu küçücük parçacıklar, plastik kirliliğinin en görünmeyen, ancak en tehlikeli yüzünü temsil ediyor.
Bu gizli tehlike, sadece ekosistemler üzerinde değil, aynı zamanda insan sağlığı üzerinde de büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu blog yazısında, mikroplastiklerin ne olduğunu, çevremizde nasıl yayıldığını, doğaya ve insan sağlığına olan etkilerini ve bu tehditten nasıl korunabileceğimizi ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Gelin, mikroplastiklerin dünyasına birlikte yakından bakalım ve bu görünmez tehlikeye karşı neler yapabileceğimizi keşfedelim.
Mikroplastik Tanımı
Mikroplastikler, her gün kullandığımız kozmetik ürünlerden yıkadığımız kıyafetlere, tükettiğimiz deniz ürünlerinden içtiğimiz suya kadar hayatımızın her alanına yayılmış durumda. Boyutları küçük olduğu için, çoğu zaman varlıklarını bile fark etmiyoruz. Ancak bu parçacıklar, çevrede ve vücudumuzda birikerek sağlığımız üzerinde olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahip. Mikroplastikler ayrıca biyolojik çeşitlilik üzerinde de bir tehdit oluşturuyor.
Biyolojik çeşitlilik hakkında daha fazla bilgi almak için bu blog yazımıza göz atabilirsiniz.
Mikroplastiklerin denizlere karışmasıyla balıklardan kabuklu deniz canlılarına kadar birçok canlı bu partikülleri yutuyor ve biz de bu canlıları tükettiğimizde mikroplastikler dolaylı olarak soframıza kadar geliyor. Dahası, soluduğumuz havada bile mikroplastikler mevcut ve bu durum, solunum yoluyla da vücudumuza girmelerine sebep oluyor.
Mikroplastik Türleri
Mikroplastikler, boyutları 5 milimetreden küçük olan plastik parçacıklar olarak tanımlanır. Boyutlarından kaynaklı olarak çıplak gözle fark edilmeleri oldukça güçtür. Bu parçacıklar, genellikle plastik ürünlerin zamanla ufalanması ve parçalanması sonucu ortaya çıkar. Ancak bazı mikroplastikler, kasıtlı olarak küçük boyutlarda üretilir ve kozmetik ya da temizlik ürünlerinde kullanılır. Mikroplastikler iki ana gruba ayrılır:
• Birincil (Primer) Mikroplastikler: Bu mikroplastikler, baştan küçük parçacıklar halinde üretilir. Özellikle peeling içeren kozmetiklerde, diş macunlarında ve endüstriyel temizlik ürünlerinde yaygın olarak bulunur. Ayrıca tekstil ürünleri ve balık ağlarında yer alan mikro elyaflar da bu sınıfa girer. Bu ürünler kullanıldıkça, içindeki mikro plastikler suya karışır ve arıtma sistemleri tarafından tutulamadıkları için doğrudan okyanuslara ve nehirlerimize ulaşır.
• İkincil (Sekonder) Mikroplastikler: Bu tür mikroplastikler, büyük plastik ürünlerin (örneğin plastik şişe, poşet, oyuncak gibi) zamanla çevresel faktörler nedeniyle ufalanıp parçalanmasıyla oluşur. Güneş ışığı, sıcaklık, su gibi etkenler plastiği aşındırır ve küçük parçalara ayırır. Bu parçalar suya, toprağa ve havaya karışarak çok geniş bir alana yayılır.
Mikroplastik kirliliği hakkında daha detaylı ve teknik bilgiye ulaşmak için Mikroplastik Araştırma Grubu’nun sitesine göz atabilirsiniz.
Mikroplastiklerin Çevredeki Yolculuğu: Nereden Nereye?
Mikroplastikler biyolojik olarak parçalanamazlar. Doğaya bir kez karıştıktan sonra birikir ve kalıcı olur.
Mikroplastikler hücresel seviyede stres yaratabilir, bağışıklık sistemimizi zayıflatabilir, inflamasyona yol açabilir ve hatta hormon dengemizi bozabilir. Mikroplastiklerin taşıdığı toksik kimyasallar ise uzun vadede kanser dahil birçok ciddi hastalığa sebep olabilecek potansiyele sahip. Kısacası, çevremizdeki mikroplastik kirliliği, yaşam kalitemizi doğrudan etkileyen bir sorun haline gelmiş durumda.
Mikroplastikler, çevremizde su, toprak ve hava gibi birçok ortamda bulunur. Denizlerden tarım alanlarına, içtiğimiz sudan soluduğumuz havaya kadar her yerdeler. Bu parçacıkların çevredeki yolculuğunu anlamak, onların nasıl yayılıp biriktiğini görmemizi sağlar.
• Su Yollarında Mikroplastikler: Dünyanın dört bir yanındaki okyanuslarımız ve nehirlerimiz, mikroplastiklerin en yoğun olarak bulunduğu alanlardır. Gözle göremediğimiz bu parçacıklar, denizlerde birikir ve balıklar, kabuklu deniz canlıları ve diğer su canlıları tarafından yutulur. Bu canlılar besin zincirinin bir parçası oldukları için, mikroplastikler en sonunda insanların sofrasına kadar ulaşır. Örneğin, tükettiğimiz deniz ürünleri yoluyla bu parçacıkları farkında olmadan vücudumuza alırız. Bu durum sadece deniz yaşamını değil, besin zincirinin tamamını etkileyen büyük bir sorundur. 2018 yılı itibarıyla, deniz ve tatlı su ekosistemlerinin birleşiminde, 114’ten fazla su türünde mikroplastik bulundu. Yengeç ve çeşitli omurgasız deniz hayvanlarının sindirim yollarında ve dokularında da tespit edildi. Greenpeace tarafından yayımlanan Türkiye’deki Deniz Canlılarında Mikroplastik Kirliliği adlı rapora göre; kefalin %64,8’inde, barbunun %63’ünde, mırmırın %34,3’ünde, tekirin %32,8’inde, istavritin %26,7’sinde mikroplastik bulunuyor. Bu da tüm balıkların %44,3’ünde mikroplastik bulunduğu anlamına geliyor.
• Toprakta Mikroplastikler: Mikroplastikler sadece suyla sınırlı kalmaz; aynı zamanda toprağa da karışır. Tarım alanlarında kullanılan sulama suları ve gübrelerle birlikte mikroplastikler toprağa nüfuz eder. Bu da tarımsal üretim sırasında gıda ürünlerine geçmelerine yol açar. Özellikle pestisitler, gübreler ve sulama suyuyla birlikte toprakta biriken bu parçacıklar, bitkilerin kökleri tarafından emilebilir. Sonuç olarak, sağlıklı ve doğal olarak düşündüğümüz gıdalarda bile mikroplastikler bulunabilir. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’ne göre plastikler, tarımda malçlama filmlerinden plastik ağaç koruyuculara ve polimerlerle kaplanmış yavaş salınımlı gübrelere kadar çeşitli amaçlar için kullanılıyor. Aslında, dünyada tarım için 2019’da bitki ve hayvan üretiminde 12,5 milyon ton (yaklaşık 13,8 milyon ABD tonu) ve aynı yıl gıda ambalajı için 37,3 milyon ton (yaklaşık 41,1 milyon ABD tonu) plastik kullanıldı.
2023’te Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından yapılan bir çalışmada tarım arazilerinde bulunan mikroplastik oranı tespit edildi. Üç bölgedeki dokuz ilden alınan toprak numunelerinde yapılan inceleme sonucunda Akdeniz Bölgesi’nde 1 kg toprakta yaklaşık 300 plastik parça, Ege'de 180, Marmara'da ise 160 parça plastik tespit edildi.
• Havadaki Mikroplastikler: Aldığımız her nefeste mikroplastik soluyor olabiliriz! Mikroplastiklerin bulunduğu bir diğer ortam ise hava. Plastik atıkların zamanla aşınmasıyla birlikte bu parçacıklar havaya da karışabilir. Özellikle şehir merkezlerinde ve endüstriyel alanlarda hava yoluyla yayılan mikroplastik oranı daha yüksektir. Bu parçacıklar, rüzgarla taşınarak çok geniş alanlara yayılabilir ve solunum yoluyla insan vücuduna girer. Özellikle solunum sistemi hassas olanlar için bu durum ciddi bir sağlık riski oluşturur.
Mikroplastiklerin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Ortalama bir insan her yıl 74.000 ila 121.000 mikroplastik parçacık yiyor, içiyor ve soluyor.
Mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, yapılan araştırmalar bu parçacıkların vücudumuzda birikerek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini gösteriyor. Vücudumuza aldığımız nefes, içtiğimiz su ve yediğimiz gıda yoluyla giren mikroplastikler, bağışıklık sistemini zayıflatabilir, hücrelerde stres yaratabilir ve inflamasyona neden olabilir.
• Solunum Yoluyla Alınan Mikroplastikler: Soluduğumuz hava ile birlikte mikroplastikler akciğerlerimize kadar ulaşır. Bu parçacıkların akciğerlerde birikmesi, astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir. Ayrıca, akciğerlerdeki hücrelere zarar vererek uzun vadede kansere bile yol açma potansiyeline sahiptir.
• Gıda Yoluyla Alınan Mikroplastikler: Mikroplastiklerin en fazla bulunduğu gıda türleri deniz ürünleri, tuz, şişelenmiş su ve hatta bazı işlenmiş gıdalardır. Vücudumuza aldığımız bu parçacıklar sindirim sistemimizde birikir. Sindirim sorunları, bağırsak florasında dengesizlik ve bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, hormonal dengesizliklere yol açabilecekleri düşünülmektedir.
Mikroplastiklerin vücudumuzda uzun vadede birikmesi, hücresel seviyede strese yol açarak inflamasyon yaratabilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, hormon dengesizliklerine, üreme sağlığına ilişkin sorunlara ve bazı kanser türlerine zemin hazırlayabilir. Mikroplastiklerin toksik kimyasallar taşıma potansiyeli de göz önüne alındığında, bu küçük parçacıkların sağlığımız üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği açıktır.
Mikroplastiklerin Çevresel Etkileri
Mikroplastiklerin çevre üzerindeki etkileri oldukça geniş kapsamlıdır. Deniz yaşamından tarıma, doğal kaynakların kirlenmesine kadar birçok alan mikroplastiklerin tehdidi altında. Özellikle su ekosistemlerinde ciddi sorunlara yol açmaktadır.
• Ekosistem Üzerindeki Etkiler: Balıklar ve diğer deniz canlıları, mikroplastikleri yiyecek sanarak yutar. Bu durum, üreme döngülerini bozar ve popülasyonlarında azalmaya yol açar. Ayrıca, su kalitesini de düşürerek biyolojik çeşitliliğe zarar verir. Mikroplastiklerin deniz yaşamı üzerindeki bu etkisi, besin zincirindeki tüm canlıları etkiler.
• Doğal Kaynaklar Üzerindeki Etkiler: Tarım ve su kaynaklarına karışan mikroplastikler, bu kaynakların verimliliğini düşürür ve kirliliği artırır. Bu durum, hem insan sağlığını hem de çevresel dengeleri tehdit eden bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Günlük Hayatımızda Mikroplastiklerden Kaçınma Yolları
Mikroplastiklerden tamamen kaçınmak zor olsa da, günlük yaşantımızda bazı basit önlemler alarak bu tehdidi azaltabiliriz.
1. Plastik Tüketimini Azaltmak: Tek kullanımlık plastiklerden kaçınmak, mikroplastiklerin çevreye yayılmasını azaltmada önemli bir adımdır. Bez torbalar, cam şişeler ve metal pipetler gibi alternatifleri tercih etmek, plastik tüketimimizi azaltmamıza yardımcı olur.
2. Çevre Dostu Ürünler Tercih Etmek: Kozmetik ve temizlik ürünlerinde mikro boncuk içermeyen ürünler seçmek, mikroplastik tüketimimizi azaltmak adına önemlidir. Organik ve çevre dostu ürünleri tercih etmek de mikroplastiklerin yayılmasını engeller.
3. Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi: Plastik atıkları geri dönüştürmek, mikroplastiklerin doğaya karışmasını önlemek için gereklidir. Geri dönüşüm alışkanlığı kazanmak, plastik kirliliğini azaltmanın en etkili yollarından biridir.
4. Bilinçlenmek ve Farkındalık Yaratmak: Mikroplastikler konusunda bilgi sahibi olmak ve bu konuda çevremizi bilinçlendirmek, toplum olarak mikroplastik kirliliğine karşı daha güçlü bir duruş sergilememize katkı sağlar.
Mikroplastik Kirliliğini Azaltmak İçin Çözümler
Mikroplastik kirliliğini azaltmak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çeşitli çözümler üretilmelidir. Hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler bu konuda iş birliği yapmalıdır. Özellikle plastik kullanımını azaltmak için politikalar geliştirilmesi, mikroplastik kirliliğini azaltmada etkili olacaktır. Eğitim programları ve bilinçlendirme kampanyaları da bireylerin bu konuda daha duyarlı olmasını sağlar.
Mikroplastiklerle mücadele, sadece çevremizi ve dünyayı değil, sağlığımızı korumak için de önemli. Bu tehdide karşı bilinçlenmek ve günlük yaşantımızda bazı basit önlemler almak önemli bir adımdır. Bireysel olarak atacağımız küçük adımlar bile mikroplastik kirliliğini azaltmada büyük etki yaratabilir. Çevremizi ve sağlığımızı korumak için mikroplastiklere karşı bilinçli bir duruş sergilemeli ve bu konuda toplum olarak harekete geçmeliyiz.