• SENTRUM Hakkında
    • Proje Ortaklarımız
  • Yeşil ve Sürdürülebilir Turizm Nedir?
  • Yeşil Destinasyonlar
  • Yeşil Fikirler
  • Medya Merkezi
    • Haberler ve Duyurular
    • Basın İletişimi
    • Etkinlikler | Galeri
    • Kurumsal Galeri
  • Blog | Köşe Yazıları
    • Blog
    • Köşe Yazıları
  • Küresel Sürdürülebilir Turizm Programı
  • Ödüller
  • Raporlar
  • E-Bülten
E-Bülten
  • EN
    • Türkçe
    • English
  • Anasayfa
  • Blog
  • Yapay Zeka ve Karbon Ayak İzi

Yapay Zeka ve Karbon Ayak İzi

Yapay Zeka ve Karbon Ayak İzi

Yapay zeka artık hayatımızın her alanında. Arama motorlarından sosyal medya algoritmalarına, sağlık taramalarından yaratıcı yazı araçlarına kadar her yerde onun izi var. Üstelik her geçen gün daha da gelişiyor.


Ancak bu teknolojinin arka planında genellikle görünmeyen bir gerçek var: enerji tüketimi. Özellikle büyük dil modelleri ve görsel üretim sistemleri, çalışabilmek için ciddi miktarda elektrik kullanıyor. Bu da doğal olarak karbon salımını artırıyor.


Yapay zeka ne kadar “görünmez” çalışsa da, aslında sanıldığı kadar çevreci değil. Bu yazıda, yapay zekanın karbon ayak izini detaylı şekilde inceleyecek, hangi alanlarda en çok enerji tükettiğini ve bu etkinin nasıl azaltılabileceğini ele alacağız. Keyifli okumalar!

Yapay Zeka Neden Bu Kadar Enerji Tüketiyor?

Yapay zeka, özellikle de büyük modeller, veriye ve işlem gücüne aç. Bu sistemler öğrenmek için milyonlarca örnek üzerinde çalışıyor. Bir modeli eğitmek bazen haftalar, hatta aylar sürebiliyor. Bu süreç boyunca binlerce işlemci aynı anda çalışıyor ve büyük miktarda elektrik tüketiliyor.


Örneğin GPT-3 gibi bir dil modelini eğitmek için gereken enerji, yaklaşık 550 ton karbondioksit salımına yol açıyor. Bu, bir uçağın Amerika’dan Avrupa’ya 700 kez uçmasına eşdeğer bir emisyon demek. Ve bu sadece eğitim süreci. Model her kullanıldığında da enerji tüketmeye devam ediyor.


Ayrıca yapay zeka sistemleri, bulut üzerinden çalıştığı için fiziksel olarak devasa veri merkezlerinde barındırılıyor. Bu merkezlerdeki sunucular 7/24 açık kalıyor, sıcaklıkları düşürmek için soğutma sistemleri çalışıyor ve her saniye milyonlarca işlem gerçekleştiriliyor.


Bu yüzden "ChatGPT’ye sorduğumuz her bir soru aslında küçük de olsa karbon salımına neden oluyor. Bu küçük etkiler, milyarlarca kullanıcıyla birleştiğinde çok ciddi bir çevresel yük oluşturuyor.

Veri Merkezlerinin Görünmeyen Yükü

Yapay zekanın arkasındaki asıl güç, dev veri merkezleri. Bu merkezler, binlerce sunucunun bir arada çalıştığı, soğutma sistemleriyle desteklenen devasa tesislerdir. Görsel olarak görünmeseler de, dijital dünyanın fiziksel kalbidirler.


Yeşil Veri Merkezleri hakkında kaleme aldığımız blog yazımıza  buradan ulaşabilirsiniz.


Bir veri merkezi, sürekli çalışan bilgisayarlarla doludur. Bu makineler yüksek ısı üretir. Isınan sistemlerin çalışmaya devam edebilmesi için ciddi bir soğutma altyapısı gerekir. Soğutma sistemleri de elektrikle çalışır. Sonuç? İki kat enerji tüketimi: hem sunucular hem de onları serin tutan sistemler için.


Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, veri merkezleri dünya genelinde elektrik tüketiminin %1,5’ini oluşturuyor. Bu oran, bazı ülkelerin toplam enerji ihtiyacından bile fazla. Dahası, bu tüketimin artması bekleniyor. Yapay zeka tabanlı hizmetler yaygınlaştıkça, veri merkezleri üzerindeki baskı da büyüyor.


Veri merkezlerinin çevresel etkisi yalnızca enerjiyle sınırlı değil. Bazı tesisler soğutma için büyük miktarda temiz su kullanıyor. Ayrıca bu merkezler genellikle fosil yakıtla çalışan enerji ağlarına bağlı. Yani sadece elektrik tüketmiyorlar, aynı zamanda karbon salıyorlar.


Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Yapay zekayı daha akıllı hale getirirken, gezegen için daha duyarsız hale mi geliyoruz?

Gerçek Verilerle Yapay Zekanın Karbon Ayak İzi

Karbon ayak izini tartışırken somut veriler büyük önem taşıyor. Peki yapay zeka ne kadar emisyon üretiyor?


University of Massachusetts Amherst tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yalnızca bir büyük dil modelinin eğitimi 550 ton karbondioksit salımına neden olabiliyor. Bir başka örnek, Google’ın yapay zeka sistemleriyle ilgili. Şirketin kendi verilerine göre, yalnızca yapay zeka operasyonları milyonlarca kilovat-saat enerji tüketti.


Microsoft ile OpenAI arasındaki iş birliği sonucu ortaya çıkan yapay zeka modelleri için kullanılan sunucu altyapısı da yüksek enerji gerektiriyor. Bu sistemlerin hem eğitimi hem de günlük kullanımı, ortalama bir hanenin yıllık elektrik tüketiminin çok üzerinde enerji harcıyor.


Veriler açıkça gösteriyor ki, yapay zeka teknolojileri hem eğitilirken hem de kullanılırken önemli miktarda karbon salıyor. Bu durum, “görünmeyen dijital kirlilik” kavramını daha da görünür hale getiriyor.

Yapay Zeka Yeşil Olabilir mi?

Teknoloji şirketleri, yapay zekanın çevresel etkilerini azaltmak için bazı adımlar atıyor. Google, Microsoft ve Amazon gibi dev firmalar, veri merkezlerini yenilenebilir enerjiyle çalıştırma sözü veriyor. Ancak bu geçiş, hem yavaş ilerliyor hem de her bölgede eşit şekilde gerçekleşmiyor.


Yapay zekanın karbon ayak izini sadece enerji kaynağını değiştirerek azaltmak mümkün değil. Asıl mesele, modellerin büyüklüğü ve verimliliğinde. Şirketler her geçen yıl daha büyük ve daha güçlü modeller geliştiriyor. Bu modeller daha fazla veriyle eğitiliyor, daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Yani her yeni model, bir öncekinden daha çok karbon salıyor.


Ayrıca sistem sadece eğitimde değil, kullanımda da enerji harcıyor. Bir yapay zeka modeli milyonlarca kişi tarafından her gün kullanıldığında, bu tüketim katlanarak artıyor. Yani bir kere eğitmekle iş bitmiyor.

Ne Yapabiliriz? Bireyler, Kurumlar ve Politikalar

Yapay zekanın karbon ayak izini azaltmak yalnızca teknoloji şirketlerinin sorumluluğu değil. Bu, bireylerin, kurumların ve kamu politikalarının birlikte ele alması gereken bir mesele.


Birey olarak ne yapabiliriz? Öncelikle farkında olmak ilk adım. Her “ücretsiz” dijital hizmetin çevresel bir maliyeti olduğunu bilmek, tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamamıza neden olabilir. Gerçekten ihtiyaç duymadığımız sistemleri kullanmamak, sadece meraktan büyük modelleri çalıştırmamak bile fark yaratabilir.


Kurumlar, özellikle dijital ürünler geliştiren ya da veri işleyen şirketler, altyapı tercihlerinde çevreci seçenekleri önceleyebilir. Daha az enerji tüketen algoritmalar, daha sade tasarımlar ve enerji verimliliği yüksek veri merkezleri bu anlamda kritik rol oynar.


Politika yapıcılar ise şeffaflık ve regülasyon konusunda adım atmalı. Şirketlerin karbon ayak izlerini raporlaması zorunlu hale getirilebilir. Ayrıca yeşil teknoloji yatırımlarına teşvikler sunmak, sadece ekonomik değil çevresel bir kazanım da sağlar.


Bu çok aktörlü sorunun çözümü de çok katmanlı olmalı. Sadece teknoloji üretmek değil, onu nasıl kullandığımız da sürdürülebilir bir gelecek için belirleyici olacak.


İklim Krizi ve Bireylerin Rolü adlı yazımızı okumak için tıklayın.

Sürdürülebilir Teknolojiye Doğru

Yapay zeka devrimi hız kesmeden sürerken, bu teknolojinin çevresel etkilerini göz ardı etmek mümkün değil. Karbon ayak izimizi azaltmak için sadece teknoloji şirketlerine değil, bireylere ve politika yapıcılara da sorumluluk düşüyor. Sürdürülebilir bir dijital gelecek, hep birlikte atacağımız bilinçli adımlarla mümkün olabilir.

TÜM BLOG YAZILARI
SENTRUM’la ilgili hiçbir haberi kaçırma!
Sürdürülebilir turizmin geleceğini keşfetmek ve SENTRUM projesi hakkında en güncel bilgilere ulaşmak için bültenimize kaydolabilirsiniz.
E-bültene kaydolun
İçeriklerimizi mail olarak almak isterseniz, bültenimize kaydolun!
  • E-Bülten
  • SENTRUM Hakkında
  • Yeşil ve Sürdürülebilir Turizm Nedir?
  • Yeşil Destinasyonlar
  • Yeşil Fikirler
  • Medya Merkezi
  • Blog | Köşe Yazıları
  • Ödüller
  • Raporlar
  • E-Bülten
  • Küresel Sürdürülebilir Turizm Programı
© 2024, SENTRUM Tüm Hakları Saklıdır.

Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için zorunlu, foknsiyonel, analitik ve pazarlama çerezleri kullanmaktayız. Çerezlerin kullanımına ilişkin detaylı bilgi almak için Çerez Politikamızı inceleyebilir, tercihlerinizi değiştirebilir veya tüm çerezleri kabul ederek ilerleyebilirsiniz.

Çerez Tercihlerim

Çerez tercihlerim

Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için ziyaretçilerimizin tercihlerinin değerlendirilmesi amacıyla çerez kullanmaktayız. Kullanmakta olduğumuz çerezlerden sitenin çalışması için gerekli olan gerekli ve fonksiyonel çerezler dışında analitik ve pazarlama çerezleri siz etkinleştirmedikçe kullanılmayacak olup, vermiş olduğunuz onayınızı istediğiniz zaman geri alabilme imkanınız bulunmaktadır. İşlenmesine izin verdiklerinizi işaretleyebilir, çerezlere ilişkin daha detaylı bilgi sahibi olmak için metnimizi inceleyebilirsiniz.

Onay Tercihlerini Yönet
Gerekli Çerezler

Web sitemizin fonksiyonel ve güvenli bir şekilde çalışması için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanılamıyor olması web sitesinin işleyişini etkilemektedir.

Fonksiyonel Çerezler

Web sitesi içeriklerinin uygun ve güvenilir şekilde kullanımı ile müşteri memnuniyetini arttırmak adına yapılan geliştirmeler için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanımı ile yalnızca site içeriklerinin uygunsuz kullanımı engellenmektedir.

Analitik Çerezler

Web sitemizi nasıl kullandığınızla ilgili bilgiler toplayarak sitemizi geliştirmemize yardımcı olması için kullanılan çerezlerdir.

Pazarlama Çerezleri

Müşteri memnuniyeti ile satış ve pazarlama faaliyetlerimizin arttırılması için kullanılan çerezlerdir.