Yeniden Yabanlaştırma (ReWilding) Nedir, Nasıl Yapılır?
Bugün dünyanın dört bir yanında ormanlar küçülüyor, nehirler kuruyor, yaban hayatı kayboluyor. Bu kaybı tersine çevirmek için doğayı yeniden “tasarlamak” değil, onun kendi döngüsüne alan açmak gerekiyor. Yeniden yabanlaştırma tam da bunu hedefliyor: insanın doğaya hükmettiği bir çağdan, doğayla birlikte yaşadığı bir çağa geçmek.
Bu yazımızda yabanlaştırmanın ne olduğunu, neden önemli hale geldiğini ve nasıl uygulanabileceğini ele aldık. Keyifli okumalar!
Yeniden yabanlaştırma, doğanın kendi dengesini yeniden kurmasına alan açmak demektir. Bu kavram ilk bakışta bir “doğa koruma” yöntemi gibi görünür, ancak özünde çok daha farklı bir anlayışı temsil eder. Geleneksel koruma yöntemlerinde insan, doğayı denetleyen bir yönetici gibidir. Ne kadar ağaç dikileceğine, hangi türün korunacağına, hangi alanın kullanılacağına hep insan karar verir. Yabanlaştırma ise bu ilişkiyi tersine çevirir: doğayı yönetmek yerine, onu yeniden özgür bırakmak.
Bilimsel olarak yabanlaştırma, ekosistemlerin kendi süreçleriyle onarılmasını destekleyen bir yaklaşımdır. Toprak, su, bitki örtüsü ve hayvan türleri arasındaki döngüleri insan müdahalesi olmadan yeniden işler hale getirmeyi amaçlar. Yani bir ormana yeni ağaç dikmek değil; o ormanın kendi kendine yeniden büyümesine izin vermektir. Bu yaklaşımın en önemli özelliği, doğayı pasif bir koruma nesnesi değil, aktif bir özne olarak görmesidir.
Kavram ilk kez 1980’lerin sonunda Kuzey Amerika’da ortaya çıktı. Büyük ölçekli tarım arazilerinin terk edilmesiyle doğanın kendini beklenmedik bir hızla yenilediği fark edildi. Toprakta yıllardır kaybolan mikroorganizmalar geri döndü, nehir kenarlarında yabani otlar filizlendi, kuş sürüleri yeniden göç yollarını buldu. Bilim insanları bu olguyu “rewilding”, yani yeniden yabanlaştırma olarak adlandırdı.
Yabanlaştırma bugün yalnızca ekolojik bir proje değil; aynı zamanda insanın doğayla ilişkisini sorgulayan bir felsefi dönüşümün parçası. Çünkü bu fikir, doğayı kurtarmanın insan merkezli bir görev değil, doğanın kendi kendine bırakıldığında zaten yapabildiği bir şey olduğunu öne sürüyor.
1970’lerden bu yana dünyadaki yaban hayatı popülasyonlarının yaklaşık üçte ikisi yok oldu. Bu, sadece hayvan türlerinin azalması anlamına gelmiyor; toprağın besin döngüsü, suyun doğal akışı ve iklimin dengesi de bu kayıpla birlikte bozuluyor.
Biyoçeşitlilik Nedir? adlı yazımızı okumak için tıklayın.
İklim krizi bu tabloyu daha da derinleştiriyor. Aşırı hava olayları, kuraklıklar ve orman yangınları doğanın nefesini kesiyor. Oysa yabanlaştırılmış alanlar (yani kendi haline bırakılmış ekosistemler) karbon tutma kapasitesiyle iklim krizine karşı en etkili savunma hatlarından biri. Yeniden büyüyen ormanlar, suyu tutan bataklıklar ve serbest akan nehirler, karbonu doğal biçimde emerek atmosferdeki yoğunluğu azaltabiliyor.
Yabanlaştırma (ya da vahşileştirme) toprağın sağlığını da geri getiriyor. Kimyasal girdilerin ve yoğun tarımın yorduğu toprak, kendi haline bırakıldığında yeniden canlanıyor. Organik madde birikiyor, solucanlar ve mikroorganizmalar geri dönüyor. Bu da toprağın su tutma kapasitesini artırıyor. Kısacası, doğanın kendi döngüsünü serbest bırakmak, iklim krizine karşı hem ekolojik hem ekonomik açıdan en düşük maliyetli çözümlerden biri.
Yabanlaştırma, bir planı uygulamaktan çok bir alanı özgür bırakma kararı. Doğayı kurtarmak değil, onu kendi haline döndürmektir. Bu süreç üç temel ilkeye dayanır: müdahaleyi azaltmak, türleri geri kazandırmak ve doğal döngülere güvenmek.
1. Alanı Serbest Bırakmak
İlk adım, doğayı “bırakabilmektir.” Bu, en zor olanıdır çünkü insan yüzyıllardır doğayı kontrol etmeye alıştı. Tarım, inşaat, madencilik, hatta koruma projeleri bile çoğu zaman insan merkezli bir düzen yaratır. Oysa yabanlaştırmada amaç, toprağı, suyu, ormanı kendi kendine bırakmaktır.
Tarımın bittiği yerlere önce yabani otlar, sonra böcekler, ardından kuşlar geri döner. Toprak, kimyasallardan arındığında kendi ekosistemini yeniden kurar.
2. Yerli Türleri Geri Getirmek
Bazı durumlarda doğanın kendi kendine toparlanması için küçük bir itmeye ihtiyaç vardır. Bu da genellikle kaybolan türlerin geri kazandırılmasıyla olur.
Örneğin, Yellowstone Ulusal Parkı’nda 1995’te kurtların geri getirilmesi, yalnızca bir türün dönüşü değil, bütün bir ekosistemin yeniden yapılanması anlamına gelmiştir. Kurtlar, geyiklerin nüfusunu kontrol altına almış; bitki örtüsü yeniden büyümüş; bu da kuşlara, balıklara ve toprağa yaşam alanı yaratmıştır. Bilim insanları bu etkiye “trophic cascade”, yani besin zinciri boyunca yayılan ekolojik domino etkisi adını verir.
3. Doğal Döngülere Güvenmek
Yabanlaştırmanın özü, doğanın kendi sistemlerine güvenmektir. Örneğin ormanların kendi yenilenme döngülerine müdahale etmemek. Yangını yalnızca felaket değil, ekosistemin kendini yenileme biçimlerinden biri olarak görmek. Doğal süreçleri anlamak, doğayı yönetmekten daha değerlidir. Yabanlaştırma bu anlayışı yeniden merkeze koyar.
I. Alladale Wilderness Reserve, İskoçya
İskoçya’nın Highlands bölgesinde, Alladale Wilderness Reserve doğayı yeniden canlandırmayı amaçlayan özel bir doğa rezervidir. Rezerv, ormanları eski haline döndürme ve yerel yaban hayatını yeniden kurma hedefiyle kuruldu. Kurt gibi yırtıcı türlerin doğaya yeniden kazandırılması da planlar arasında. Amaç, geyik nüfusunu kontrol altına almak, genç ağaçların zarar görmesini engellemek ve biyoçeşitliliği artırmak. Ayrıca rezerv turizmle de destekleniyor; yerel halkla ekolojik ekonomi arasında bağlantı kurmak hedefleniyor. Alladale, özel mülkiyet altında yeniden yabanlaştırma yaklaşımının uygulanabilir bir örneği olarak dikkat çekiyor.
II. Celtic Rewilding, Birleşik Krallık
Celtic Rewilding isimli kuruluş, Birleşik Krallık’ta nesli tükenmiş sürüngen ve amfibi türlerini yeniden bölgeye kazandırmayı amaçlıyor. Örneğin, Avrupa su kaplumbağası 400 yıldır Birleşik Krallık’ta yok sayılmış durumda. Celtic Rewilding, bu türü doğaya yeniden kazandırmak için genetik açıdan uygun bireyleri getirme planları yapıyor. Bu örnek, yabanlaştırmanın her zaman büyük memelilerle sınırlı olmadığını; küçük ama ekolojik açıdan kritik türlerin de önem taşıdığını gösteriyor.
III. Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları, Türkiye
Türkiye’nin farklı bölgelerinde 85 Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS) bulunuyor. Bu alanlar, yaban hayatını koruma amacıyla belirlenmiş olsa da ekolojik bakımdan yabanlaştırma için potansiyel çekirdek bölgeler olarak görülebilir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tanımıyla bu sahalar, belirli türlerin yaşam alanlarını iyileştirmek ve biyoçeşitliliği desteklemek için uzun vadeli koruma planlarıyla yönetiliyor. İnsan faaliyetinin sınırlandırılması, tarım baskısının azaltılması ve yırtıcıların yeniden dönmesine izin verilmesi, ekosistemlerin kendi kendini onarma kapasitesini yeniden harekete geçirme potansiyeli taşıyor.
Yabanlaştırma, doğayı “kurtarmak” değil, onun kendi yolunu bulmasına izin vermek demek. İnsan, yüzyıllar boyunca doğayı yönetmeye çalıştı. Şimdi sıra doğanın kendi düzenini yeniden kurması için alan açmakta. Bizim görevimiz, yalnızca bu iyileşmeyi engellememek. Çünkü görüyoruz ki doğa, biz geri çekildiğimizde geri dönüyor.
Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için zorunlu, foknsiyonel, analitik ve pazarlama çerezleri kullanmaktayız. Çerezlerin kullanımına ilişkin detaylı bilgi almak için Çerez Politikamızı inceleyebilir, tercihlerinizi değiştirebilir veya tüm çerezleri kabul ederek ilerleyebilirsiniz.
Çerez Tercihlerim
Web sitemizde aktif bir kullanım deneyimi ve iyileştirme çalışmalarımız için ziyaretçilerimizin tercihlerinin değerlendirilmesi amacıyla çerez kullanmaktayız. Kullanmakta olduğumuz çerezlerden sitenin çalışması için gerekli olan gerekli ve fonksiyonel çerezler dışında analitik ve pazarlama çerezleri siz etkinleştirmedikçe kullanılmayacak olup, vermiş olduğunuz onayınızı istediğiniz zaman geri alabilme imkanınız bulunmaktadır. İşlenmesine izin verdiklerinizi işaretleyebilir, çerezlere ilişkin daha detaylı bilgi sahibi olmak için metnimizi inceleyebilirsiniz.
Web sitemizin fonksiyonel ve güvenli bir şekilde çalışması için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanılamıyor olması web sitesinin işleyişini etkilemektedir.
Web sitesi içeriklerinin uygun ve güvenilir şekilde kullanımı ile müşteri memnuniyetini arttırmak adına yapılan geliştirmeler için kullanılan çerezlerdir. Bu çerezlerin kullanımı ile yalnızca site içeriklerinin uygunsuz kullanımı engellenmektedir.
Web sitemizi nasıl kullandığınızla ilgili bilgiler toplayarak sitemizi geliştirmemize yardımcı olması için kullanılan çerezlerdir.
Müşteri memnuniyeti ile satış ve pazarlama faaliyetlerimizin arttırılması için kullanılan çerezlerdir.